İnfak; Sorumluluk mu, duyarlılık mı?

İnfak; “Allah ‘in hoşnutluğunu elde etme amacıyla kişinin kendi servetinden harcama yapması, muhtaçlara ayni ve nakdi yardımda bulunması” demektir. Bu bakımdan infak, zekâtı ve gönüllü olarak yapılan her çeşit hayrı içermektedir.

Şüphesiz insanın sahip olduğu servetin gerçek sahibi Allah’tır. O’nun emanet olarak verdiği bu servetten başkalarına vermek gerekir (Nur süresi 33).

Kur’an’da müttaki mü’minlerin özellikleri sayılırken bunlar arasında infakta zikredilmiştir (Bakara süresi 2-3). Öyle ki, takva ehli mümin sadece varlıklı olduğu anda değil yokluk içinde de olsa Allah için infak edecek bir şeyler bulur. “Onlar (takva sahipleri), bollukta ve darlıkta Allah yolunda infak ederler…” ( Al-i İmran süresi 134) ayeti ifadelerimize tercüman olmaktadır.

Allah’ın lütfettiği nimetleri, her türlü şart altında toplumda bu nimetlere muhtaç insanlarla paylaşabilmek, gerçekten sadece takva ehli müminlerin özelliğidir.

Kur’an-ı Kerim’de, “Ey İman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve yerden sizin için çıkardıklarımızdan Allah yolunda harcayın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olmayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın ve bilin ki Allah her bakımdan zengindir, övülmeye layıktır.” (Bakara süresi 267) ayeti, hem infakta takip edilecek metodu, hem de infak sorumluluğuna işaret etmektedir.

Müslüman, malvarlığından belirli bir kısmını muhtaç kimselere aktarmakla yükümlüdür. Bu itibarla ömrünü mal biriktirmeye adayan, kendinden başka hiçbir kimseyi düşünmeyen insanların hayatlarını Allah’ın istediği doğrultuda geçirdikleri söylenemez. […]

Yorum bırakın